Ne güzel çiçektir bu yahu! Çocukken ortasından çıkan özünü tutup şöööyle çekip yememişse kişi, âleme gelmiş sayılmaz kanımca. Gitsin bir psikologa görünsün, psikolog onun çocukluğuna insin, bişeyleri kurcalasın, oynasın, e yapsın bişeyler işte; oraya bu enfes tadı yüklesin.:) Arıları kışkışlaya kışkışlaya uzansın dünya çocukları ve yiyip belli belirsiz tadını aldıktan sonra dünya hep barışla kalsın.
Adı da güzel tadı gibi. Kadına yaraşır bir zarafet olmuş. Güzel bir yüz, ince bir bel, nefis bir tat ve güzel bir koku.(Cinsel anlamda bişey hissetmesem de anlarım güzel hatundan vesselam:P )
Hep bizim bahçe deyip duruyorum sıkıldınız ama ne yapayım cennet gibin bir yer. Şimdi mandalin ve greyfurt çiçekleri ile birlikte açmıştır hanımeli. Karışmıştır kokuları birbirine. Ahenkli bir dans başlamıştır. Bahçe tam bir parfüm şişesi gibidir. İçeri bir girersin bahçe kapısından, yüzüne bir yalım gibi çarpar koku ve hafif bir esinti... İçine çekersin "mmmmmmmıııııhhhhhh..." diye doyamazsın. Ömrüne ömür katar.
Resim için şorayı tıklayıverin gari. Bir de Rafet Ağabeyimizin bir şarkısı varmış. Aynı sayfada çok da güzel imiş. Hanımelisi çiçeğine yaraşır bir şarkı olmuş melodisi filan.
Koş hanım koş! Hanımeli mevsimi geldi de geçiyor bile.
0 yorum:
Yorum Gönder