8 Ekim 2012 Pazartesi

varlığı bir dert yokluğu yara...

  "Param seni vereyim de rezil olayım yoksa vermeyeyim de mi rezil olayım? Hadi vermeyeyim de rezil olayım." demiş eskiler. Ne de güzel demişler. Kimi insanlar var sanki senle beraber oturup ter dökmüş gibi, senden bi ihtiyacını karşılamak için "ÖDÜNÇ" para alıyor ve sonrasında o paranın üzerine yatıyor veyahut belirttiği günde ödemiyor. Üstüne üstelik paranızı istediğinizde pişkin pişkin "Paranı yemedik ödeyeceğiz. Patlamadın ya!" gibi saçma sapalak tartışmalara girip küsüyor. Bu da demek oluyor ki hem bir arkadaştan oldunuz hem de paranızdan. 

   Bir de bunların paranızı isteyeceksiniz diye yüz yüze gelmeyenleri vardır, devamlı kaçarlar. Bunlar yine daha az yüzsüz olan tayfasıdır. Bir nebze de olsa utandıkları, karşınıza çıkamadıkları için kaçmaktadırlar. Tam yüzsüz olanları ise tamamen unutmuş gibi yapıp o taraftan hiç kapak kaldırmayanlardır. Aslında unutmamışlar, sadece "Namazda gözü olmayanın, ezanda kulağı olmaz." kuralının yaşayan birer canlı örneği gibi  iade etme gibi bir niyetleri asla olmamıştır. Evet, insanlık halidir unutabilir; ama nedense hatırlatıldığında borcu olmadığını söyleyip kendilerini hırsız yerine koyduğumuzu düşündüklerini söyleyip yollarını ayırırlar. Yine bir arkadaştan ve paranızdan olmuş oldunuz demektir.

   Siz siz olun iyice tanımadan etmeden ve özellikle ilk defa verecekseniz yüklü meblağları vermeyin. Hatta bana kalırsa hiç vermeyin. Nasıl olsa siz parayı verseniz de vermeseniz de darılacak, en iyisi siz vermeyin de darılsın. Hiç olmazsa paranız sizde kalmış olur.

   Not: Benim hiç vermediğimi düşünerek bu yazıyı yazdığımı sanmayın. Aksine daha önceden verdiğim ve dilim yandığı için yazıyorum. Sizin de yanmasın diye... Yoksa verip vermemek size kalmış.

0 yorum:

Yorum Gönder