26 Temmuz 2012 Perşembe

öküzleştiremediklerimizden misiniz?

   Büyüyen ama gelişemeyen şehirlerde insan ilişkileri  maalesef yerlerde sürünüyor. Aylarca, yıllarca bir apartmanda oturabilir ama bir selam dahi alamayabilirsiniz komşularınızdan. Hatta öyle ki basından duyuyoruz komşuların içerden gelen kokuya istinaden kapı çaldıklarını. Bu insanların bireyselleşmesinden  kaynaklanıyor deyince ne kadar sevimli geliyor kulağa değil mi? Benim kanaatimce ise  insanların öküzleşmesinden... Cem Yılmaz diyor ya " İçimizde, içimizde..." diye, insanın içinden gelmeli bazı şeyler. Sonradan dayatmayla, öğrenmeyle olmuyor.  Hakkını yememek lazım bir de birbirimize güvenememek var. Ben işin daha çok öküzlük kısmına dair bir durumu anlatacağım:


  Dudu diye bir kadın var dedemlerin komşusu. Dedem aşırı astım hastası olduğundan genelde çalışamaz ve dışarılarda vakit geçirirdi. Köy yeri olduğundan gelen geçen, dedeme durup iki çift laf eden çok bulunurdu.  Bu Dudu denilen kadının bir oğlu ile bir eşeği varmış. Oğlu kalas'ın biri. Evleri dedemgilin evinin arkasında olduğundan ordan geçerken dümdüz yürür gidermiş. Eşekse ne zaman dedemlerin ordan geçse anırmaya başlarmış.


  -Dudu, demiş dedem; senin bu eşek oğlandan daha hayırlı. Hiç olmazsa bizi gördü mü o ses veriyor.

0 yorum:

Yorum Gönder