10 Nisan 2014 Perşembe

bir kaytan usta varıdı!


   Çok güzel bir manzara gibi görüyorsunuz değil mi? Evet gerçekten de öyle. Ama gelincik sadece göze değil aynı zamanda damağa da hitap ediyor anacım. Biz Egelilerin iki kavur bir çevir mutfağından yeni bir tatla karşılarınızdayım. Neden şimdi gelincik diye soracak olursanız şimdi mevsimini ucu ucuna kaçırmak üzeresiniz de ondan. Ayrıca "Çiçek canım o, yenir miymiş?" diyenlere sadece "Bok yiyin!" diyorum :P Gelelim tarifine:

   Efenim ilk olarak, gelinciğin otunu tanımanız gerekiyor, her sakallı dedeniz olmadığı gibi bu mevsimde tarlada çıkan her ot da gelincik değil. Gelinciği henüz kartlaşmadan/çiçeklenmeden toplamanız gerekiyor.(Toplama imkanı olmayanlar için sanırım şu organik pazar/manavlarda bulunacaktır. Ama tarlada olanını bulmanızı tavsiye ederim. Zira organik deyip kakalıyorlar bi sürü paraya size.) Topladıktan sonrasında topraklı olduğu için güzelce yıkamanız lazım ki yerken civata yermiş gibi sesler çıkarmayın. 

   Arkasından bunu uzunca doğruyorsunuz ve haşlıyorsunuz. Zaten ot olduğu için(ki ege yemeklerine zaten genel olarak ot yemekleri derler, hepsinin adı ot yemeğidir.) bir taşım kaynatmak yeterli olacaktır. Arkasından irice bir soğanı uzun uzun doğruyorsunuz, içine de bir kepçe salça koyup bunları uzunca bir süre kavuruyorsunuz. Soğanlar yumuşadıktan sonra haşladığınız ve suyunu bekleterek süzdüğünüz gelinciği atıyorsunuz tavaya.Salça-soğanla karışıncaya dek güzelce kavuruyorsunuz. Sonra da servis ediyorsunuz. 

   Anacım yemediysen yanında yat, adamı/karıyı boşatır; o derece. Hatta elinle ye tavsiyem. Valla çok güzel oluyor. Tabakta az gibi görünür ama çok bereketlidir. Allahım nasıl bir tattır bu, o an gelinciği tarlada hayal edemiyorum. Sadece tabağıma yakışır gibi geliyor. 

   Denemediyseniz deneyin derim. Pişman olmayacaksınız bence.

0 yorum:

Yorum Gönder