1 Nisan 2023 Cumartesi

ANA ARININ KOLONİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

 Ana arı, koloninin yumurtlama yeteneğine sahip tek bireyi, kolonideki tüm bireylerinin anası ve koloninin sahip olduğu tüm kalıtsal özelliklerinin genetik kaynağıdır. Kalıtsal yapının kaynağı olması nedeniyle, koloninin gücü, çalışkanlığı, hastalıklara karşı duyarlı veya dayanıklı oluşu, iyi huylu veya hırçın olması, kışlama yeteneği, bal verimi, oğul verme eğilimi ve propolis toplama eğilimi gibi özellikleri ana arıya ve onunla çiftleşen erkek arılara bağlıdır. Ana arının değiştirilmesi halinde koloninin sahip olduğu bütün özellikleri birkaç hafta içerisinde tümüyle değişmektedir. Bir koloninin gücü ya da işçi arı sayısı arttıkça verimliliği de artmaktadır. Bu nedenle her zaman güçlü kolonilerle çalışılmalıdır. Koloni gücünün kaynağı ise doğrudan ana arının kendisi ve onun damızlık değeridir. Bu nedenle koloninin en önemli bireyi ana arı olmaktadır (Şekil 1). Şekil 1.Genç, çalışkan ve kaliteli bir ana arı. 6 ARICILIK ÜZERİNE BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR Ana arı birkaç yıl yaşayarak salgıladığı feromonlarla koloni birliğini ve düzenini sağlar, kolonideki bütün bireylerin anasıdır. İşçi arılar genetik yapılarının yarısını, erkek arılar ise tamamını ana arıdan alırlar. Bu nedenle ana arı kalıtsal yapının döllere aktarılmasında hem ana ve aslında dolaylı olarak hem de baba rolü oynamaktadır. Yani koloninin en önemli bireyi tüm kalıtsal özelliklerden sorumlu olan ana arıdır. Koloni açısından yaşamsal bir değeri olan ana arının doğal süreç içerisinde rastgele elde edilmesi, uzun süre damızlıkta kullanılması, yani koloni yönetiminin doğrudan arılara bırakılması arıcılıkta istenen verim seviyesine ulaşmada ve doğal kaynaklardan potansiyellerinin gerektirdiği ölçüde yararlanmada en büyük engeli teşkil etmektedir. Verimliliğin ve yüksek gelir elde etmenin esas alındığı modern arıcılıkta başarı, büyük oranda kontrollü olarak yetiştirilmiş genç ana arı kullanımı ile sınırlıdır. Kontrollü koşullarda yetiştirilmiş genç ve çalışkan ana arılar günde 1.500-2.000 yumurta yumurtlayarak güçlü koloniler oluştururlar. Fakat niteliğini belirleyen tüm parametreler bakımından en iyi durumda olan ana arılar bile, bu üstün özelliklerini ancak 1-2 yıl sürdürebilmekte; daha ileri yaşlarda hızla verimden düşmektedir. Bu nedenle koloninin ana arısının mümkünse her yıl, değilse iki yılda bir yenilenmesi gerekmektedir. Arıcılıkta yüksek verim düzeyini yakalamanın temel koşulu nitelikli ve genç ana arı kullanmaktır. Arıcılıkta ileri ülkelerde ve özellikle ABD'nde 1850'li yıllardan itibaren başlanmış olan kontrollü ana arı yetiştiriciliğinin ülkemizdeki geçmişi son 30-40 yıldan öteye gitmemektedir. Oysa son verilere göre bugün 7 Türkiye'de 7 milyon arı kolonisi bulunmaktadır. Ana arıların iki yılda bir değiştirilmesi esas alınsa bile, ülkemizde yılda 3.5 milyon adet kaliteli ana arı yetiştirilmesi gerekmektedir. Türkiye'de ana arı yetiştiriciliği yapan kamu kurumları ile diğer kurum ve kişilerin yıllık ana arı üretim miktarı en iyimser tahminlerle ihtiyacın ancak % 20’si kadardır. Diğer taraftan üretimi yapılan ana arıların nitelikleri öteden beri tartışılan bir konudur. Sonuç itibariyle ana arı yetiştiriciliği arıcılığımızın temel sorunlarının başında yer almaktadır.

0 yorum:

Yorum Gönder